Kayıtlar

Introduction

  The phenomena studied in the Popular Music Studies class are deeply intertwined with the human character and the human condition in the world. While the focus of this class lies on American and Western European popular music, the essence of the course can aid in understanding various popular music genres from different regions. This website offers easily accessible and concise information about the complete history of popular Turkish folk music. Each poet is accompanied by interesting details and a few links to their performed music. The purpose of this work is to provide readers with quick access to Turkish folk music material, enabling them to form a mental image promptly. In the initial stage of the research, all folk poets from the 16th to the 20th century were examined. A preliminary study was conducted on the philosophical origins of Anatolian poets. Due to the significant number of poets in the 20th century, a selective approach was adopted, based on factors such as quality, p

Musa Eroğlu

 Musa Eroğlu O Anadolu’dur adım adım… Heybenin gözündeki kuzudur yayla yollarında. Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Eğer Toroslar’da Türkmen Çadırlarının dumanı tütüyorsa Korkmayın” dediği   Türkmen çadırının ruhudur. O , Hitit kabartmalarındaki üç telli curadır. Ege Balıkçısının ağındaki günlük nasibidir. O, Çamlıhemşin’deki yaylaların çiçeğindeki  bal arısının iğnesinin nefesi; O, Zonguldak Kozlu’ daki madencinin kazmasına düşen alın teridir. O, emektir en yücesinden, O Yüksekova’daki  karlı dağların doruğu ; O, Tekirdağ’ da  tarlalarda yüzünü hep güneşe dönen günebakandır, O sarı saçlarını deli gönlüne bağlayan Mihribandır. O, var git ölüm diyen,  telli turnalara selam söyleyen, bazen Pir Sultan , Dadaloğlu gibi meydan okuyan , genelde de Karacaoğlan’ın bitmeyen sevdasıdır. Evet O, Musa Eroğlu’dur yanımızdan, yöremizden hiç eksik olmayan. https://www.youtube.com/watch?v=gv-i0rhmy6k Kimdir anlatım GÖNLÜM ATEŞLERE YANDI ( BEN BU GÜN YARİMDEN AYRI DÜŞELİ ) Kırşehir Türküsü

Ahmet Kaya

 Ahmet Kaya Ahmet Kaya, 28 Ekim 1957'de Malatya'da, Adıyaman'dan Malatya'ya iş için göç etmiş bir baba ile Erzurumlu bir Türk annenin beşinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Sümerbank fabrikasında mensucat işçisidir. Altı yaşında iken babası ona bir bağlama getirir. İlkokulu Malatya'da okudu. Okuldan arta kalan zamanlarda ve yaz tatillerinde, ya plakçıda ya da tanıdıkların minibüsünde çalışırdı. Dokuz yaşına geldiğinde babasının çalıştığı fabrikanın işçilerinin düzenlediği gecede kendini sahnede buldu. Mensucat fabrikasından emekli olan babası, daha iyi bir yaşam için İstanbul'a göç eder. 1972 yılında İstanbul'da Kocamustafapaşa'ya yerleşirler. Ahmet Kaya, ailesinin geçim sıkıntısı çekmesi nedeniyle okulu bıraktı ve işportacılık, çıraklık gibi çeşitli vasıfsız işlerde çalıştı. Liseyi dışarıdan bitirmeye karar verir ve bitirir sonra da Eğitim Enstitüsü'nün Keman bölümüne girer. https://www.youtube.com/watch?v=n4-2Au_QXTc en iyi on şarkıs

Ruhi Su

 Ruhi Su Mehmet Ruhi Su, 1912 yılında Van'da doğdu.[2][3][4] Anne ve babasının kim olduğunu Ruhi Su kendisi de bilmediği gibi haklarında hiçbir bilgi de yoktur.[5] Oğlu Ilgın Ruhi Su, "Babamın 1912'de Van’da doğması, öksüzler yurdundan gelmesi, bugüne kadar hiçbir akrabasının çıkmaması düşünüldüğünde Ermeni olma ihtimali hayli yüksek" demiştir.[6] Çocukluğunun büyük bir bölümünü evlatlık olarak verildiği yoksul bir ailede ve daha sonra da Adana Öksüzler Yurdu'nda (Darül Eytam) geçirdi. Bir ara İstanbul'da askerî okullarda okudu, ancak müzik sevgisi onu yeni arayışlara itti. Adana Öğretmen Okulu'nda okurken, Ankara'ya Müzik Öğretmen Okulu'na (Musiki Muallim Mektebi) girmeyi başardı. Adana Öğretmen Okulu’ndayken aşık olduğu ebe-hemşire olarak çalışan Münire Sevim[1][7] adında bir kızla evlendi. 1934 yılında Balıkesir'de bir oğulları dünyaya geldi.[1] Adını Güngör koydular.[5] Güngör, altı yaşlarındayken Ruhi ile Sevim Hanım ayrıldılar.[1][7] 1

Yavuz Top

 Yavuz Top Yavuz Top (d. 1950, Tercan, Erzincan), Türk halk müziği sanatçısıdır. Küçük yaşlarda halk türkülerine ve bağlamaya ilgi duydu. Yaklaşık 7 yaşında bağlama çalmaya başladı. İlk bağlama derslerini Aşık Daimi'den aldı. 1967 yılında TRT'nin açtığı sınavla İstanbul Radyosu'nda bağlama sanatçısı olarak göreve başladı. 1970'li yıllarda kurduğu halk müziği orkestrasıyla Türkiye'de ilk kez çoksesli halk müziği denemelerine başlayan Yavuz Top, bugünün çoksesli halk müziğine temel nitelikteki önemli önçalışmaları gerçekleştirdi. Mahmut Gazimihal'in çizgi ve anlatımından yola çıkarak ilk bas bağlamayı, sonraki yıllarda ise batıdaki kontrbas karşılığı olan yaylı kopuzu (ıklığ) yeniden gündeme getirerek halk müziğindeki önemli boşlukların doldurulmasına katkıda bulundu. 1976 yılından sonra konservatuvarda bağlama öğretmenliği yaptı. 4 yıl sonra bu görevinden, 1985 yılında da radyodan ayrıldı. Daha sonra kendi müzik okulunu kurup birçok genç sanatçının yetiş

Ali Ekber Çiçek

 Ali Ekber Çiçek Ali Ekber Çiçek, 1935 senesinde Erzincan vilayetinin, Ulular köyünde hayata gözlerini açıyor. Babası Ali Çiçek'i dört yaşındayken Erzincan depremi ile kaybediyor. Çocuk yaşlarında rençberlik yapmaya başlıyor. Bu çağlarda saz çalmayı öğreniyor ve cemevlerinde hayatı deyişlerle ve ezgilerle doluyor. İlkokulu bitirdikten sonra ekonomik imkansızlıklar sebebiyle öğrenimine devam edemiyor. Müzik sevdasından ayrılmayan Ali Ekber Çiçek İstanbul'a gidiyor ve burada halk müziğinin ileri gelenleriyle tanışıyor. Askerliğini yaptıktan sonra 1961 yılında İstanbul Radyosunda çalışmaya başlıyor ve otuz beş senede dört yüzden fazla eseri yorumlayıp yurdun dört bir yanına ulaştırıyor. "Haydar Haydar", "Gönül Gel Seninle Muhabbet Edelim", "El Vurup Yaremi İncitme Tabip", "Derdim Çoktur Hangisine Yanayım" eserleri en bilinenler arasındadır. Bir Güzeli Methedeyim", "Şepke'nin Kavakları", "Böyle İkrarınan

Arif Sağ

 Arif Sağ Arif Sağ, 1945’te Erzurum’un Aşkale ilçesinin Dallı köyünde dünyaya gelmiştir. Annesi Yıldız Sağ’dır. Türk halk müziği sanatçılarından biridir. Arif Sağ’ın müziğe olan ilgisi henüz 4-5 yaş gibi küçük yaşlarda başlamıştı. Babasının sahibi olduğu değirmende duyduğu tonlamalar Arif Sağ’ın müziğe olan sevgisinin başlangıcı olmuştur. Usta sanatçı verdiği bir röportajda taşın, suyun, değirmenin seslerinin birleşmesiyle ortaya harika bir musikinin ortaya çıktığını ve bu musikinin hayallerle iç içe geçmesi ile şaheserlerin yaratılabileceğini belirtmiştir. Arif Sağ, henüz 5 yaşındayken kaval, 6 yaşında gramofon ve 7 yaşında ise bağlama ile tanışmıştır. Hatta bağlama ile tanıştığı dükkan, Aşık Daimi, Ali Ekber Çiçek, Aşık Beyhani gibi büyük halk sanatçılarının yetiştiği Kumaş Dede’nin dükkanıydı. Arif Sağ, 14 yaşına kadar Kumaş Dede’nin elinde bağlama dersi almıştır. 14 yaşından sonra Arif Sağ, daha iyi bağlama öğrenmek ve kendini geliştirmek amacıyla İstanbul’a gitmişti