Ruhi Su
Ruhi Su
Mehmet Ruhi Su, 1912 yılında Van'da doğdu.[2][3][4] Anne ve babasının kim olduğunu Ruhi Su kendisi de bilmediği gibi haklarında hiçbir bilgi de yoktur.[5] Oğlu Ilgın Ruhi Su, "Babamın 1912'de Van’da doğması, öksüzler yurdundan gelmesi, bugüne kadar hiçbir akrabasının çıkmaması düşünüldüğünde Ermeni olma ihtimali hayli yüksek" demiştir.[6] Çocukluğunun büyük bir bölümünü evlatlık olarak verildiği yoksul bir ailede ve daha sonra da Adana Öksüzler Yurdu'nda (Darül Eytam) geçirdi. Bir ara İstanbul'da askerî okullarda okudu, ancak müzik sevgisi onu yeni arayışlara itti. Adana Öğretmen Okulu'nda okurken, Ankara'ya Müzik Öğretmen Okulu'na (Musiki Muallim Mektebi) girmeyi başardı. Adana Öğretmen Okulu’ndayken aşık olduğu ebe-hemşire olarak çalışan Münire Sevim[1][7] adında bir kızla evlendi. 1934 yılında Balıkesir'de bir oğulları dünyaya geldi.[1] Adını Güngör koydular.[5] Güngör, altı yaşlarındayken Ruhi ile Sevim Hanım ayrıldılar.[1][7] 1942'de Ankara Devlet Konservatuvarını'nın Şan bölümünü bitirdi. Aynı yıllarda sırasıyla Ankara Cebeci İkinci Ortaokulu'nda ve Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nde müzik öğretmenliği yaptı. Cumhurbaşkanlığı Orkestrası'na seçildi, konservatuvarın opera bölümünde de okudu ve daha sonra da Devlet Operası'nda çalıştı. Devlet Operası sanatçısı olarak, Bastien Bastienne, Satılmış Nişanlı, Madame Butterfly, Fidelio, Tosca, Yarasa, Aşk İksiri, Rigoletto, Figaro'nun Düğünü, Maskeli Balo ve Konsolos gibi operalarda rol aldı. Türk Opera Sanatı'nın temelinde Ruhi Su'nun da katkısı büyüktür.
Ankara Radyosu'nda onbeş günde bir yayınlanan türkü programları (Basbariton Ruhi Su Türküler Söylüyor) düzenledi; Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde büyük bir koro oluşturdu. Aldığı klasik batı müziği eğitimi, ömrü boyunca kendini adadığı türkülerin yorum ve icrasına yaklaşımının kuramsal temelini oluşturdu.
Ruhi Su, sosyalist dünya görüşü nedeniyle 1952-1957 yılları arasında 1951 TKP tevkifatı dolayısı ile hapis yattı.[8][9] 1960'ta İstanbul'da Taksim Belediye Gazinosu'nda sahneye çıkan Ruhi Su, bir yandan da halk türkülerini kaydedip arşivleme görevini üstlendi. Bu arada radyoda da 'Basbariton Ruhi Su Türküler Söylüyor' anonsuyla sunulan bir radyo programı yaptı. Bu programlardan birinde söylediği "Serdari Halimiz Böyle N'olacak? Kısa çöp uzundan hakkın alacak" türküsü nedeniyle "halkı sınıflara ayırmak yoluyla Komünizm propagandası yapmak" suçlamasıyla radyodaki işine son verildi.
Söylediği türkülerdeki siyasi vurgular yüzünden aleyhinde kampanyalar başlatılan ve işini kaybeden sanatçı, türküleri derleyip yeniden yorumlama işine kendi başına devam etti. 1975'te Dostlar Korosu'nu kurdu. 1978'den sonra çıkardığı kasetlerle halk müziğinin yaygınlaşmasına büyük katkıda bulundu. Aydınlara türkü dinlemeyi öğreten kişi olarak da bilinir.
Kendisi Alevi Deyişlerini okumuş, Pir Sultan'ın, Hatayi'nin ve diğer ozanların deyişlerini yorumlamıştır. Nazım Hikmet'in şiirlerini ilk besteleyenlerdendir. 1957'de Sansaryan Han'da hapisteyken daha sonra hayatını birleştirecek olduğu Sıdıka Umut için söylediği Mahsus Mahal adlı türküsüyle ünlendi.
Mahsus mahal derler kaldım zındanda
Kalırım kalırım dostlar yandadır
İkelleri kızıl kandadır kanda, aman
Ölürüm ölürüm kardış aklım sendedir, aklım sendedir
Artar eksilmeyiz zındanlarında
Kolay değil derdin ucu derinde
Kumhan Irmağı'nda Karaburun'da, aman
Bulurum bulurum kardış öfkem kındadır, öfkem kındadır
Dirliğim düzenim dermanım canım
Solum sol tarafım imanım dinim
Benim beyaz unum ak güvercinim, aman
Bilirim bilirim kardış gelen gündedir, gelen gündedir
https://www.youtube.com/watch?v=EVSNpy9g9uQ mahsus mahal
https://www.youtube.com/watch?v=uiDSaKKx3ww
https://www.youtube.com/watch?v=HeizSBJsqmY
Yorumlar
Yorum Gönder